BÜTÜN BİR DOĞUYU BESLEYEN GÜRBULAK KURUDU.

BÜTÜN BİR DOĞUYU BESLEYEN GÜRBULAK KURUDU.

BÜTÜN BİR DOĞUYU BESLEYEN GÜRBULAK KURUDU

SORUMLULAR KAFASINI KUMUN ALTINA GÖMMÜŞ DURUMDA

Ağrı’nın ve ülkemizin can damarı, bir zamanlar kilometrelerce uzunluğunda araç ve tır kuyruklarının oluştuğu Gürbulak Sınır Kapısı sessizliğe gömüldü. Ağrı’dan geçen ve İran’a uzanan bir nevi ipek yolu değerindeki transit yol dış politikada yaşanan olumsuz gelişmeler ve bazı eski mülki idarecilerin aldığı kararlarla bu günlerde bomboş. Kaderine terkedilen Gürbulak’tan artık bir iki tır ya geçer ya geçmez oldu. Yolcu gelip gitmesi de pek farklı değil üstelik. Bölge Müdürlüğü olmasına rağmen yasakların kurbanı olan Gürbulak Sınır Kapısı ile ilgili hiçbir adım atılmadığı gibi alınan yanlış kararların düzeltilmesi için de her hangi bir girişim bulunmuyor.

Yaptığımız detaylı araştırmalar neticesinde Gürbulak’ın bu hale gelmesinde özellikle mülki amirlerin sözlü talimatları ana etken durumda. Mevcut idarecilerin de bu hataları devam ettiriyor olması ve herhangi bir girişimde bulunmaması durumun vahametini daha da arttırıyor.

Ülkece ekonomik olarak oldukça zor günler geçirdiğimiz şu günlerde, ambargolarla kuşatılmış İran’ın para birimi karşısında Türk Lirasının gücünü de lehimize kullanarak,  ucuz ve çeşitli ürünleri temin ederek iç piyasada git gide artan enflasyonun düşürülmesini sağlamak Gürbulak’ın kaderine bağlı.

Sadece koordinasyondan sorumlu mülkü amirlerin yetkilerinin dışına çıkarak gümrük kuruluşlarının işlemlerine müdahale etmesi ve sistemi atıl duruma getirmesi kabul edilemez bir durum olarak yorumlanıyor.

"Doğubayazıt'ta iş olanakları yok, mecburen İran'a gidip geliyoruz"

Konu hakkında konuşan Doğubayazıt-Gürbulak sınır kapısı şoförlüğü yapan ve aynı zamanda üniversite mezunu olduğunu söyleyen Harun Gültekin, Doğubayazıt'ta iş olanaklarının kısıtlı olmasından dolayı vatandaşın İran'a gidip gelmek zorunda olduğunu ifade etti.

Gültekin, Türkiye'nin gidiş gelişleri ayda on güne düşürdüğünü belirterek, "Önceleri burada insanlar her ay, her gün gidip geliyorlardı. Ben şoförüm. Adamlar on güne düşürmüşler. Kimse gidip gelemiyor. Bizim işimizi de etkiliyor bu durum. Gidip gelenlerin kendileri de çok olumsuz etkileniyorlar. Kendim üniversite mezunuyum. Boştayım. Daha önce bende İran'a gidip geliyordum. 10 güne düşürülmesinin ardından bende oraya bıraktım. Şimdi şoförlük yapıyorum. Ama kimse gelmeyince şoförlükte bir fayda etmiyor. İnsanlar az geliyorlar. Doğubayazıt'ta da fabrika, iş olanakları yok. İnsanlar mecburen gümrüğe gidecekler. İran'a gidip gelecekler. 10 güne niye düşürdüler ne istiyorlar anlam veremedim. Türkiye'nin ne kârının olduğunu anlamış değilim. Bu nasıl bir siyasettir bende anlam veremedim. Bu konu hakkında yetkililerin bir açıklama, bir düzenleme yapması gerekiyor." ifadelerini kulandı.

"Buranın bağı bahçesi bu kapıdır"

İran tarafının Türkiyelilere yaptığı sert davranışları ve kendi halkını kayırmalarına değinen Mustafa Cengiz, "Ayda 10 gün serbest etmişler. O, 10 günde birisi gitse, İran'da üç gün kalsa gelse, evine bir paket çay getirse ya da bir ev ihtiyacını eline alsa bizden alırlar. Ceplerimizde içmek için iki paket sigara var ise onu da alıyorlar. İkinci bir husus İran bize çok hakaret ediyor. Buradan giderken en az 50-60 metre kadar kuyruk oluyor, mühür vurulması için. Kimisi para (rüşvet) verirse mühürleniyor. İran bunu yapıyor, Türkiye yapmıyor bunu. İran millete çok zulüm ve hakaret ediyor. Bizim burada Mülki İdare Amirimiz zaten bizi onunla görüştürmüyorlar. Eğer görüşme imkânımız olsa biz derdimizi anlatacağız. Defalarca gittik, Mülki İdare Amiri ile görüşemiyoruz. İran'da bize zulüm yapıyor. Burada İranlılar gelip Türkiye'den ne götürürse serbest. Dolu dolu valizleri götürüyorlar Türkiye bakar ne İran bakar. Ama biz İran'dan bir paket çay ev ihtiyacı için getirsek onu da İran tarafı bizden alıyorlar.  Hepimiz burada işsizi işimiz yok, gelip burada günübirlik çalışıyoruz. Ama şimdi ayda 10 gün gelin diyorlar. O on gün tamamlandı mı 11'inci gün bir paket sigara da getirirsek onu da bizden alıyorlar. Yani bu millet ne yapacak. Buranın bağı bahçesi bu kapıdır. Ev ihtiyacı için gitsek, 2-3 kilo şeker getirsek alıyorlar. Bu halk ne yapacak. Yani resmen devlet diyor ki, gidin kötü işler yapın. İnsanları kötü işlere teşvik ediyorlar. Peki, bu gençler hepsi burada boştur. Gidip kendilerine 3-4 paket sigara getirse ne olacak." dedi.

Şikayetler ve mağduriyetler oldukça fazla. İş Ağrı’nın mülki amirlerine ve siyasilerine kalmış durumda. Doğunun, ülkemizin ve özellikle de Ağrı’nın can damarı olan sınır kapısındaki sorunlar bir an önce çözülmeli ve Gürbulak eski günlerine geri dönmelidir.

HABER NEZİR ÇELİK  RAŞİT YILDIRIM

BÜTÜN BİR DOĞUYU BESLEYEN GÜRBULAK KURUDU.