Öğlen vakti göz bebeklerime tebessüm eden güneşin, bulutların ardında nazlanırmışçasına süzülüşünü izlerken duydum haberini… Kendimden habersizliğimi sindirememişken henüz, varlığının zuhur etmesi kendime olan habersizliğimi habersizce aldı benden. Çok mutluydum elbette, her ne kadar içim içime sığmasa da, ne yapacağımı da bilmiyordum açıkçası. Öyle ki sevinçten nefes alışlarımın yaşlandığını ve ağırlıktan mecali kalmayan kirpiklerimin usulca açılıp kapanmasına şükrediyordum. Sensizken sana hasret kalışımı anlattığım yıldızların sessizliği bir anda sessizliğe bürünürken, bağrımda filizlenen tomurcuklara türküler besteler halde buldum kendimi.Yeryüzünde alınabilecek en güzel haberlerden biriydi şüphesiz…
Hesapta yokken henüz geçmişi tazelemek ama kabuk bağlamış yaralara merhem olmak kaçınılmaz oldu giderek. İsmini koyarken içimi kaplayan sıcaklık, yağmurun selamıyla ısınıyor, cemre gibi gönlüme sirayet ediyordu.Senden bahsediyorum elbette, sessizliğe susamış dilimin çırpınışlarına maruz kalan senden bahsediyorum. Sen yokken henüz yanı başımda, saçlarıma düsen aklara dertlenirken, alnımda beliren kırışıklıkları uzun uzadıya düşünürken birden hayatıma merhaba deyişinden bahsediyorum. Kendimle baş başa kalışlarım bertaraf oldu birden, maksadını aşmış gönül kuşlarının cıvıltıları şiirlere karıştı ve saçlarımda zuhur eden aklar akşam karanlığında beliren yıldızlar gibi şarkılara renk kattı.
Çok mutluyum be, var olmadan varlığı olmayan bir duygusun şüphesiz. Artık yaşlanmıyorum çünkü seni yaşıyorum.
Şemsettin SARIGÜL