HİTİT İMPARATORLUĞU

HİTİT İMPARATORLUĞU

HİTİT İMPARATORLUĞU

ŪZERİNDE YAŞADIĞIMIZ ANADOLU

TOPRAKLARININ TUNÇ ÇAĞINDA FIRTINALAR ESTİREREK BİLİNEN

EN ESKİ İMPARATORLUĞU

HİTİTLER'DİR.(MŌ. 1600 MŌ. 1200)

ARAŞTIRMACI ve tarihçi bilim insanlarının arkeolojik çalışmaları sonucu çok kesin olmamakla birlikte, Hitit Tarihi MŌ. 1650-1450 Eski Krallık /MŌ.1450-1180)Hitit İmparatorluğu devri şeklinde iki dönemle ele alınarak incelenmesi gerekirdi.Oysa ki araştırmacı tarihçilerin global fikir birliği, Hitit uygarlığının MŌ.1600-1200 aralığında krallk sürecinde fırtınalar estirerek imparatorluğa değin yükseldiği biliniyor.Anadolu topraklarında monarşik-otoriter bir sistemle krallıktan imparatorluğa yükselen Hititler, uzun yıllar çevre halklar, Beylikler ve yerleşik konumdaki aşiretler üzerinde korku egemenliği oluşturmuştu.Hititler'in dinsel ritüellerinde ağaçlara, dağlara, taşlara ve bazı hayvanlara bile tapınıldığı dikkat çekici boyuttadır.Dinsel panteonu'nda -pantheon (Tüm Tanrılar'ın Tapınma Merkezi) bin Tanrı ve Tanrıça'lı bir imparatorluk olarak uygarlık tarihine geçtiler.

Tunç Çağın'da Anadolu yarım adasında Hatti (Etiler-Eti)beylikleri, gōçer ve aşiretler yaşarlardı.MŌ.1650-1600 aralığında Hint-Avrupa kavimleri oldukları düşünülen göçerler Kafkasya üzerinden küçük ve büyük gruplar şeklinde gelerek, Anadolu topraklarında yaşayan yerleşik konumdaki Hatti beylikleri ve göçer aşiretlerle birleşerek Hitit Krallığı'nı kurdukları ifade edilmektedir.Arkeolojik kazılar sonucu buluntulanan bazı tabletlerdeki yazıtlarda ise Kafkasya üzerinden gelen Hint-Avrupa kavimlerinin Hattı beylikleri ve aşiretleriyle savaşarak bölgenin kontrolünü ellerine geçirerek karma halklarla birlikte Hitit Krallığı devletini kurdukları görülüyor.

Tunç Çağın'da Anadolu yarımadasında egemenliği elinde bulunduan bir Hint-Avrupa göçer kavmi olabileceklerine büyük olasılık verilen Hititler, Anadolu'da devlet kuran bir karma halk olarak MŌ.1600 döneminde İç Anadoludak Hatti beyliklerinin tamamını ele geçirerek Hatuşaş merkezli olarak kurdukları devlet, MŌ.14.yūzyıl ortalarında l Suppiluima yönetimi altında Lavanta ve yukarı Mezopotamya'ya kadar büyüyerek bir süper güç olmuştur.Bu süper gücü oluşturan halklar arasında Hint-Avrupa dillerinin yanısıra Anadolu dilleri kapsamına giren Hititçe ve Lavice dilleri de konuşulmuştur.Bu dillerin konuşulduğu süreçlerde, kazılar sonucu buluntulanan bazı tabletlerde Sümer ve Akad yazılarının da kullanılmış olduğu dikkat çekicidir.Hitit İmparatorluğu Anadolu topraklarının büyük bir bölümünü ve gūnūmūzdeki Ağrı kentini de içine alarak, batıda Truva'ya(Troy)kadar genişleyerek, güneyde Suriye, Lübnan ve Kıbrıs adasını da topraklarına katmıştır.Hitit İmparatorluğunu oluşturan halklar ya da beylikler arasında Hititler, Hatiler, Hurriler, Palalar ve Luviler gibi çok sayıda etnik güç bulunmaktaydı.Koloni çağının sonlarında Pithana'nın oğlu Aritta Anadolu Kent Beylikleri halinde yaşayan Hititlerin birleşmesinde ilk adımı atarak Anadolu'nun Merkezi Sistemli idare edilen ilk devletini kurmuştur.

Eski Asurlu kolonilerin Anadolu'yu terk etmelerinden sonra Krallığın eski başkenti Naşa'dan yeni başkent Hatuşaş'a taşınma gerçekleştirilir(Gūnūmūz Türkiye'sinde Çorum yakınlarındaki Boğazköy) ve bu sayede eski Hitit krallığı hızla yükselişe geçerek kısa sürede kuzey Suriye ile batı Anadolu'daki Arzava ülkesi de ele geçirilir. Hattuşili'yi izleyen Murşili döneminde ise Halpa ve Babil de Hitit Krallığına dahil edilir.Bōylece Hititler, yakın doğunun etkin siyasal güçlerinden biri olarak tüm çevrede saygın bir biçimde anılmaya başlar ve Mısır yakınında Asya'nın üçüncü büyük gücünü oluşturan bir imparatorluk hâline dönüşür.Hititler'in imparatorluk süreci bu basarıyla da sınırlı kalmaz ve l Suppiluima ile imparatorluğun sınırları kuzey Suriye bölgesinden Mezopotamya ve MŌ.2bin yüzyılın ortalarında kurulmuş olan Hurri-Mitanni ülkesine doğru genişler.

Doğuanadolu'nun batı kesiminde Hurri kökenli İşiva ülkesi de imparatorluğun topraklarına katılmıştı.

Suppiluima hükümdarlığı sırasında Mısır firavunu Tutankhon'un genç yaşta ölümü üzerine karısı Hitit yönetimine yazılı bir ifadeyle başvuruda bulunarak bir eş talebinde bulunur. l. Suppiluima oğullarından Zannanza'yı gönderir ancak genç prens ya yolda ya da firavunun sarayında bir Mısır entrikası sonucu öldürülūr.Bu nedenle Hitit İmparatorluğu ile Mısır arasında beklenmeyen dizi savaşlar kaçınılmaz olur.Suriye topraklarına sahip olmak isteyen Mısır ile Hitit arasında çok sonraları bir antlaşmayı kaçınılmaz kılacak 'Kadeş Savaşı' korkunç boyutlarıyla kan gövdeyi götūrecek şekilde devam eder. Hitit İmparatorluğu üçbinbeşyūz atlı savaş arabası ve kırkbin kişilik savaşçı bir orduyla Mısır'a saldirır.Mısır da benzer bir güçle Hitit'i yenmek adına savunmaya geçer.Kanların sele dönüştüğü 'Kadeş Savaşı'nın galibi belli olmadan karşılıklı büyük kayıplar verilerek Mısır'ın geri çekilmesiyle savaş sona erer.Daha sonraki süreçte Mısır ile Hitit devletleri arasında MŌ.1274 yılında bir daha asla savaşılmayacak şekilde sonsuz bir barış için "Kadeş Antlaşması" imzalanır. Bu antlaşma dünyanın iki büyük gücü arasında imzalanmış ilk büyük antlaşma olma özelliğiyle tarihe geçer.

Bilindiği gibi Truva (Troy)ile Yunan krallıkları arasında da benzer bir savaş yaşanmıştı.Truva'nın kūçūk prensi Paris'e gōnlūnù kaptırarak onunla Truva'ya kaçan Yunan kralının gūzeller gūzeli genç eşi prenses Helen yüzünden çıkan savas on yıl sürmūş ve bu da Truva (Çanakkale) krallığının yıkılışına neden olmuştu./.

Hititler kale, çesitli yerleşkeler ve iki, üç ya da dört kişilik atlı korkunç savaş arabaları yapımında inanılmaz bir yetenek ortaya koymuşlardı.Bu sayede de neredeyse her savaşta galip gelen taraf oluyorlardı.Seramik ve duvar sanatı kabartmalarında da komşu ūlkelere oranla daha başarılı olmuşlardı.

Hitit İmparatorluğu meclisini oluşturan yöneticiler arasında siyasal çekişmeler, iktidar sevdasına kurulan komplolar, halk kitleleri içinde sıkça yaşanan ayaklanmalar, kuzeyde savaşçı ve korkusuz bir halk olan Kaşkaların tehditleri, Suriye ve Kıbrıs'ta çıkan isyanlar, üretken olamayan görevliler ve de kuraklığa bağlı tarımdaki gerileme ve kıtlık İmparatorluğa zor bir süreç yaşatmaya başlatmıştı.Mısır'dan sağlanan tahıl yardımları da yeterli olamıyordu.MŌ.1280-1200'lerde hüküm sürmüş Suppilulima döneminde az da olsa yeniden toparlanan Hititler, Suriye ve Kıbrıs'ta ortaya çıkan isyanları da bastırmıştı.

l Hattuşilinin oğullarından biri olan Tathaliye tahta geçmiştir. lV Tathaliye babasından devraldığı saygın ve güçlü imparatorluk onun ölümünden sonra hızla yıkılışa yönelir.Hitit gibi güçlü bir imparatorluğun olası yıkılışını hazırlayan olaylar MŌ.1200 yıllarında Mısır ve Balkanlar üzerinden akın akın gelen göç dalgalarının neden olabileceği düşünülüyor.Tariçiler Hititlerin yıkılışını hçbir zaman tamamen Asur ya da diğer kralliklara bağlamadılar.Gōçlerle kara ve deniz yoluyla gelen kavimler ve korsan kitleler, Anadolu'daki yerel çeteler ile sorumsuz cahil köylü aşiretlerle güçbirliği içine girerek Hitit kentlerini yağmalamaya ve talan etmeye başlayarak imparatorluğun sahip olduğu tüm Anadolu yarımadasında karmaşa, bunalım ve ekonomik kayıpların en üst düzeye çıkmasına neden oldular.Suriye ve Kıbrıs'ta da yağmalama olayları hiç eksilmez.Çesitli yönlerden gelen istilacı göçmenlerin yarattığı bunalımlar sonrası iyice zayıflayan Hitit imparatorluğu kuzeydeki Kaşkaların ve az sayıda da olsa doğu hititli dağlı çete saldırılarının etkisinde sessizliğe gömülerek yıkılır.

Günümüz Tūrkiye'sinin de onmilyon Suriyeli, Afganlı ve diğer Asyalı göçmenlerin yarattığı bunalımlardan büyük sıkıntılar içine gireceği tahmin edilmektedir.

Hatuşaş'ın son hükümdarı ll Şuppiluiluma'dan sonra Hitit İmparatorluğu son bulmuş olup yuzyillarca fırtınalar estiren saygınlığı MŌ.1200'lerde tarih sayfalarındaki yerini almıştır.Bazı kaynaklara göre Hitit İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra oluşan alt hareketlerle, Hititlerin yaşam izleri ve geleneklernin beşyüz yıl daha etkisinin sürdüğü ileri sürülmektedir.

İbrahim Narçın

(Devam edecek.İstanbul, 5 Haziran 2021)