TOPLUMUN AHLAKSAL ÇŌKŪŞŪ (148) 

EN SON 2016'DA GİTTİĞİM AĞRI

KENTİNDE BİR MŪZE BİLE YOKTU

Dūnya antik uygarlıklarının merkezi konumuna sahip hazineler hazinesi Anadolu toprakları Sümer, Asur, Urartu, Pers, Lidya, Hitit, Selçuklu, Osmanlı, Roma, Bizans, Yunan ve Akad gibi çok sayıda uygarlıklara ev sahipliği yapmış ancak bunun tanıtımı iyi yapılamamıştır.

Gūnùmūzdeki Hiristiyan ülkeler için de Anadolu toprakları çok büyük bir öneme sahiptir.Bunun nedeni de Hıristiyanlığın ilk olarak Anadolu topraklarından diğer bölgelere yayılmış olmasına bağlanıyor.Bu nedenledir ki, Edirne'den Ağrı'ya eşsiz bu topraklar, paha biçilmez antik eserlerle donanımlıdır.Ne var ki, antik değerler konusunda bilinçlendirilmeyen Anadolu halkları tarafından bu eserlerin büyük çoğunluğu ya tahrip edilmiş ya da eser kaçakçıları tarafından kaçırılarak yokedilmiştir.

Tūrkiye'de yıllarca antik uygarlıklara yeterince önem verilmemiş olmasının doğal sonucunda, yurt içindeki eser kaçakçıları ile hazine avcılarının yanısıra, Avrupa ülkelerinden gelen uyanık firsatçılar tarafından da Anadolu topraklarındaki antik eserler ya kaçırılmış ya da günü geldiğinde yüksek oranda paralarla satılmaları için saklanmıştır.Acı da olsa hem Turizm Bakanlığı hem de İl Mūzeler müdürlükleri tarafından da ūlkemizdeki paha biçilmez antik değerlere gereken ilgi, koruma ve sahiplenme sağlanamamıştır bugüne dek.

Ōrneğin dünyanın en büyük dağı olan Ağrı Dağı ile Osmanlı dōneminde yapımı 1685 yılında başlatılarak 1784'te tamamlanan dünyanın 7.harikası Doğubeyazıt'taki İshak Paşa Sarayı da dünya turizmine arzu edildiği gibi sunulamamıştır.Yine eski Doğubeyazıt topraklarında, Urartu döneminde, İpek Yolu ūzerinde MŌ.900-600 aralığında yapıldığı bilinen ve sonradan Doğubeyazıt kalesi şeklinde betimlenen bu eşsiz kale ile, 1891'de bir gök taşının, Doğubayazıt ile Gürbulak sınır kapısı arasındaki alana dūşerek 35 metre genişliğinde 60 metrelik bir derinlik olşturan dünyanın ikinci büyük Meteor çukuru da, Turizm Bakanlığı tarafından organize yetersizliği yüzünden iyi tanıtılamıyor.Ağrı ve ilçelerinde buluntulanan çok sayıda eser de ya Erzurum ya da Van müzelerinde koruma altına alınmıştır.Bunun kaçınılmaz nedeni de Ağrı'da hala bir müzenin olmamasıydı.

Son elli yıldır Ağrı'da görev yapan Valiler, cezaevi ve cami temeli atma törenleriyle popüler olan Ağrı Milletvekilleri, İl Mūzeler Müdürlükleri ve Belediyeler tarafından da Ağrı kentinin coğrafi, turistik ve antik uygarlıklara sahip konumuna gereken önem gösterilmeyip bir kent müzesi bile oluşturulamamıştır.

İbrahim Narçın