AĞRI, TÜRKİYE'NİN TURİZM BANKASIDIR
40 yıldır Ağrı'nın bütün değerlerini tanıtmak için mücadele veren "Ağrı'nın Sesi Gazetesinin sorularını yanıtlayan Gazeteci Yazar Mustafa KÜPELİ; Dünya’nın %90’ı Ağrıyı tanıyor, %90’ı Ağrı’yı görmek istiyor. Dünya Ağrı’nın tepesinde Nuh’u ve bir sürürü tarihi kalıntıları arıyor. Ağrı’yı tanımak, onun kucağında gece uyumak isteyen binlerce dağcılar hayal evlerini kuruyor, ama Türkiye yeterince değerini anlatamadığın dolayı bölge halkı ve Türkiye turizm gelirlerinden yeterince faydalanamıyor
Gazeteci Yazar Mustafa KÜPELİ'yle yaptığımız tarihe not düşecek niteliğindeki söyleşiyi siz değerli okurlarımızla paylaşmak istedik. AĞRI’NIN SESİ: 30 yakındır gazetecilik yapıyorsunuz, Sürekli göç veren Ağrı ve Bölgenin geri kalmışlığını, nasıl kalkınacağı konusunda, özellikle gizemli Ağrı’yı bize anlatırmısınız? M. KÜPELİ: Çok zor bir soru. Ağrı'yı anlatmak o kadar kolay değil, ama dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışacağım. Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan Ağrı İli, 1834 yılında Nahiye (bucak), 1869 yılında ilçe,1927 yılında il olmuş ve eski adı Karakösedir. Görünmez bilenmez çekiciliği, cazibesi ve herkesi büyüleyen Ağrı, Türkiye’nin zirvesi yüceliğine erişilmemesi kadar kendisine hakim olmakla beraber. Bir sürü hikayesi, rivayeti, destanı, ağıtı ve seveni sahipleneni var. Ağrı bir bilinmez, Ağrı bir hayal dünyası, Ağrı bir sevdanın beşiği, Ağrı tarihi kucaklamış başından beyaz leçeğini hiç indirmeyen Türkiye’nin nazlı gelinidir. Diyebiliriz. Ağrı, adına türküler dizilmiş, destanlar yazılmış, bir
kahraman. Bazen Nuh'u bulup cennetin yolunu arayanların inanç dağı, bazen de tepesine ulaşmak için hırsından düşenlerin mezarı. Ağrı bazen gidip gelemeyenlerin ısrarı, hırsı, erişilmez rüyası, ulaşılması zor dağları, yamaçları, yemyeşil, koyunları, kuzuları, yaylaları herkesin ulaşmak istediği bir hayal dünyasıdır. Ağrı, göz alabildiğine uzanan baş döndürücü keskin kokan kekik öbekleri, köylü müzikleri, türküleriyle Güneşin batışının seyrine doyum olmayan, ırmaklarında, derelerinde Gökkuşağı renginde ışıl ışıl nazlı nazlı o taşa bu taşlara vurup oynaşır ırmak sularına doyum olmayın harika bir coğrafya, Ağrı, Kars’ı, Erzurum’u, Iğdır ve Ağrı’yı kucaklamış kollarına alıp sımsıkı sarılan kocaman yürekli bir anadır diyebiliriz. Düşlerde, masallarda, Ağrı denince atıyor tüm yürekler, Yollarına, sırtlarına, buzlarına, Ağıtlar yakılmış, türküler maniler, destanlar yazılmış, bir o kadar şiirler, hikâyeler söylenmiş, yıldızların buluştuğu Herkesi kendisine hayran bırakan Ağrı’nın o yüce ve yürekli küçük ve büyük dağına. Tarihi kaleleri ve İshakpaşa sarayı yürek yakar, bakanın gözlerini kamaştırır, her güzel aşk ile
bakar Ağrı’ya. Evinden çok Ağrı da yatan dağcıların yuvası, Türkiye’nin zirvesi. Erişilmez çatısı. Yüksekliğindeki doruktan bakıldığında nefes kesen heybetli duruşu, sahibi çok, sahipleneni yüceliğine, yüksekliğine erişilmeyen, Türkiye’nin zirvesidir Ağrı. Sevdalıdır 32 köyün sahibi toprak ağası Ahmet Ağrı'lı, servetimi verip tapusunu aldım. Ben aşığım ona, sarılır toprağına vermem kimseye der Ağrı’yı. Dedim ya destanlar yazıldı, kızlar düğün halaylarında Ağrıya türküler, maniler söylediler Analar ağrı masallarıyla çocukları uyuttular. Dünyanın dilindiki Ağrı'nın bilinmeyeni çok örneğin Ağrı; Nuh’un Gemisi olsun ya da olmasın, efsane büyük sel'den sonra geminin Ağrı Dağı'nda karaya çıktığı söylenir. Yine efsaneye göre, Tanrı bu büyük seli insanoğlunun dünyaya zarar veren davranışlarını cezalandırmak için göndermiştir. Ne yazık ki bugün insanoğlu yeniden dünyaya zarar vermektedir. Bir inanışa göre, Eski Ahit'teki Tekvin babında Nuh'un gemisinin karaya oturduğu dağ bu dağdır. Fakat Kuran'ı Kerim'de Nuh’un gemisinin "Cudi'ye oturduğu" belirtilmektedir
Meteor çukuru yaklaşık 30 m çapında 15 m derinliğinde bir çukur. Kireçtaşının erimesi sonucu oluşmuş olması daha muhtemel. Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı Tevrat'ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla Ağrı'ya batılılar tarafından Ararat da denilmektedir. Adına kitaplar yazılmış, Yaşar Kemal, Bakar Ağrı’ya sevdalanır "Ağrı Dağı Efsanesi" romanını yazar ve şöyle der: “Bahar gözünü açtığında, çiçeklerle, keskin kokular, renkler, bakir rengi toprakla birlikte Ağrı Dağı’nın güzel, kederli, kara gözlü, iri yapılı, çok uzun, ince parmaklı çobanları da kavallarını alıp kup gölüne sevdasını dökerler. Yazar Fisk, 'Kendisini istememiş toprakları özleyen bir insan kadar üzgün, acınacak ve cesur biri yoktur. Ağrı Dağı asla Ermenistan'a geri dönmeyecek. Diyor Türkülerin en güzeli Ağrı Dağın Eteğinde ilgi çekmiştir. İmparator İbo, binlerce türküsünü bırakıp Ağrı Dağı Eteğinde Cano canoya aşık olmuştur. Nuh’un gemisinin kalıntılarını aramak için hayal kuranlar, Hüsnü cemaline hasretiyle yanıp tutuştular, sevda çekenler kar kış demeden zirvesinde
kış uykusuna dalan dağcıların evidir. Ağrı İşte Ağrı anlatılmakla bitmesi mümkün olmayan, bir bilinmez, erişilmez, ulaşılmaz, sevdasına dayanılmaz içinde tarihler gizli kahramanlıklar dolu bir hayal dünyasıdır. Raşit YILDIRIM 40 YIL ÖNCE AŞIK OLMUŞ AĞRI’YA SEVDALANMIŞ Asıl anlatılması gereken birisi Ağrı'nın sesi gazetesinin kurucusu Raşit YILDIRIM, çocukken sevdalanmış, bir delikanlı olunca gurbete düşmüş, ama hep geriye dönüp yücesine, sevdasına, Ağrı’sına bakmış. Daha sonra ayrılığa dayanamayınca “Ağrı’nın sesi Gazetesini çıkarıp, Ağrı’ya olan aşkını, sevdasını dillere destan ederek tam 40 yıl hizmet etmiş. Raşit Ağrı’ya diz çökmüş, canından bağlı bir dal gibi, öylesine sarılmış Ağrı’ iline coşkusu, heyecanı, bir tek yaprağının solmasına bile tahammül gösteren bir Ağrı sevdalısı. Koltuğunun altında Ağrı’nın Sesi gazetesini ilk sayısı ile yollara düşen Raşit Yıldırım, yeni filizlenmiş bir bitkinin su ve güneşi aradığı gibi ayakta durma, yeşilin yaşamdan solması korkusu ile Ağrı'yı tanıtması bölge için önemli serüvenini başlatmıştır.
AĞRI’NIN SESİ: Bölgede 30 yıla yakındır gazetecilik yapıyorsunuz Ağrı hakkındaki düşüncenizi alabilirim M. KÜPELİ: Öncelikle Ağrı'nın Sesi Gazetesinin 40 yıla yakındır yakinen takip etmekteyim. Ağrı'yı tanımama arıcılık eden Ağrı'nın Sesi Gazetesinin bütün çalışanlarına teşekkür ediyorum. Bir gazete bir memleketin kimliliğidir Ağrını Sesi Gazetesi Ağrı'nın tanıtımı Ağrı'nın sorunların idile getirirken, kendisine yakışır tarafsız bir çizgide Ağrı'nın kalkınması, Ağrılının bir noktada toplanmazsı için yoğun gayret gösterip gurbetle sıla arasında iyi bir köprü görevi görmüştür. Diyebiliriz. Gurbette göç edenlerin izini sürüp bulmuş ve bütün Ağrılıların tanışmasını, kaynaşmasını sağlamıştır. Ağrılılar Gazetenin 40 yıllık hizmetinden sonra gülü bir lobi olmuştur diyebiliriz. AĞRI TÜRKİYE'NİN TURİZM BANKASIDIR AĞRI’NIN SESİ: Ağrı’nın Türkiye için bölge için önemini anlatırmısınız? M. KÜPELİ: Ağrı Dağı Ülkemizin ve Avrupa'nın en yüksek (Ağrı Zirve 5137m) dağıdır. Bu nedenle birçok dağcının ve gezginin hayallerini süslemektedir.